Yazar: Deniz Saygi
Dünyamızı en çok kirleten ikinci büyük sektör olan "hızlı moda sektörü", hem sağlığa zarar veren hem de doğayı kirleten kimyasalların kullanımında büyük ve artan bir orana sahiptir. Buna ek olarak, sektörün korkunç bir oranda su tüketimi de söz konusudur. Küreselleşen moda sektörü "ucuz" ürünlere erişim kolaylığı, telif hakları ve tasarım süreçleri gibi hususları düşünmemize gerek olmadığını daima vurgular niteliktedir. Ne yazık ki, çoğunlukla kıyafetlerimizi üretmek için nelerin ve kimlerin "feda edildiği" göz ardı edilmektedir.
Günümüz moda sektörünü oluşturan unsurların tamamının küresel GSYİH'ye milyarlarca dolar değerinde "katkısı" bulunmaktadır. Latin Amerika Moda Sektörünün piyasa değeri 160 milyar dolar değerindedir ve moda sektörü açısından dünya pazarının neredeyse %10'unu kapsamaktadır. Bu bağlamda, Brezilya ve Meksika Latin Amerika ülkeleri arasında en büyük moda pazarlarıdır. Bununla birlikte, Kolombiya ve Peru ise sektördeki en yüksek büyüme oranlarını temsil eden iki Latin Amerika ülkesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Öte yandan, Latin Amerika'nın moda sektöründe çeşitli sorunlarla karşı karşıya olduğu görülmektedir. Bölgesel değer zincirlerinin entegrasyon eksikliği ve hızlı moda sektörü hususunda uygulamalar nedeniyle üretim yapan büyük markaların özellikle Amazon Yağmur Ormanları'na ilişkin ormansızlaşmaya neden olması bu sorunlardan sadece birkaç tanesidir. Bu sorunların aşılması için hem tüketicilerin hem de üreticilerin yerel ve doğal içerikli ürünleri tercih etmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Ayrıca kesişimsel ve kapsayıcı bir bakış açısıyla yerel kimliklerin ve kültürün değeri göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle sürdürülebilir üretim ve tüketim modelleri geliştirilmelidir.
Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, Latin Amerika ülkeleri sürdürülebilir moda yolunda atılan adımlarda büyük bir potansiyele sahiptir: Geleneksel Latin Amerika tekstilleri yüksek kaliteli %100 doğal hammaddeler (deve tüyü gibi) içermektedir. Bu sebeple de yüksek teknolojiye adapte edilebilen sürdürülebilir ve biyolojik olarak çözünebilir malzemeler ön plana çıkmaktadır. Ayrıca Latin Amerika'ya özgü doğal özelliklerin ve kültürel unsurların izlerini taşır. Bu unsurlar günümüz Latin Amerika yerel ekonomisinin temel taşlarından biridir.
Tarihsel olarak, Latin Amerika ülkeleri tekstil yapımı ve dokumacılığında zengin bir geleneğe sahip olmuştur. Latin Amerika moda sektörü ve pazarı, hızlı moda sektörünün yıkıcı etkileri karşısında daha sağlam bir grafik çiziyor. Bu durumun en büyük nedeni hala geleneksel üretim dinamikleri, yerel grupların ve yerli halkların çevre dostu üretime olan bağlılığı ve tekstil kooperatiflerinin varlığında yatıyor. Elbette daha yapılması gereken çok şey var. Ancak buradaki kritik noktayı gözden kaçırmamak gerekiyor: Doğayı kirletmeden geleneksel olarak üretilen bir Latin Amerika moda ürünü satın aldığınızda, hızlı modanın kirletici ve emek sömürücü doğasına karşı çıkarak küçük ve kadınlara ait (genel olarak) işletmeleri desteklemiş olursunuz.
Latin Amerika'daki birçok moda markası Adil Ticaret (hiçbir işçinin sömürülmediğini garanti eder), GOTS (organik pamuk yetiştirme ve işleme prosedürünü düzenler) veya Sertifikalı Yaban Hayatı Dostu Elyaflar sertifikalarına sahiptir. Bu tür sertifikalara erişimin yerel üreticiler arasında yaygınlaşmaya başladığı söylenebilir. Latin Amerikalı yerel üreticiler, atalarının kumaş yapım, doğal boyama, dokuma ve örgü tekniklerini düşük bütçelerle, nesilden nesile aktarılan geleneklerle devam ettirmeye çalışıyor. Bu üreticileri destekleyerek, kullandığınız sürece dayanacak hem benzersiz hem de inanılmaz kalitede yavaş moda ürünlerine sahip oluyorsunuz. Ayrıca binlerce yıldır aktarılan kültürü yakından deneyimleme şansına erişiyorsunuz. Ve elbette, sürdürülebilir sertifikasyon ve standardizasyon süreçlerinde ürünlerini satın alarak bu üreticilerin finansman bulmalarına yardım etmiş oluyorsunuz.
Sürdürülebilir Latin Amerika Tekstil Materyalleri Nelerdir?
En yüksek kalitede pima pamuk, merinos ve dünyanın en pahalı kumaşı olan vicuña içeren sürdürülebilir Latin Amerika tekstilleri, neredeyse tüm yerli halklar ve yerel halk tarafından üretimde kullanılıyor. Aynı zamanda seri üretim yapan birçok çevre dostu Latin Amerika moda markası da bu çevre dostu, doğada çözünebilen ve sürdürülebilir tekstil malzemelerini tercih ediyor.
Kolombiya'ya özgü "fique" geleneksel olarak halat ve çanta yapımında kullanılır. Bu ürünler yavaş moda uygulamalarıyla bezenmiştir ve eski geleneklere ve kültürlere bağlı olarak tamamen el yapımıdır.
"Chusquea quila" Şili'deki Valdivian Ormanı'nda yetişen ve bambu alt familyasına ait botanik bir türdür. Valdivian Ormanı Arjantin'e de uzandığından, bu bitki Arjantin'in orman sınır bölgelerinde de bulunur. Öncelikle tıbbi amaçlar için kullanılır. Sağlam yapısı nedeniyle "Chusquea quila" inşaat ve tekstil imalatında da yaygın olarak kullanılmaktadır.
Tüm bunların yanı sıra Latin Amerika moda sektörünce oldukça tercih edilen Alpaka yününe, Sorumlu Alpaka Standardı [Responsible Alpaca Standard] (RAS) koşullarının sağlanması halinde izin veriliyor. Bu düzenleme sayesinde alpaka refahı da garanti altına alınıyor. Ayrıca Patagonya ve And Dağları'nda serbest dolaşan koyunların yünleri de bu malzemeler arasında yer alıyor. Son olarak şunu da eklemek gerekir: Dünya’da verilmiş olan yaban hayatı için güvenli yün sertifikası ilk kez Güney Amerika'dan çıkmıştır.
Bitki Bazlı Boyama Teknikleri
Geleneksel olarak üretim yapan Latin Amerika'nın yavaş moda anlayışında elbette doğayı zehirleyecek kimyasallar kullanılmıyor; tekstillerin renklendirilmesi doğal pigmentler kullanılarak yapılıyor. Bu üretim tekniği binlerce yıldır nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşmıştır.
Tekstillerin boyanmasında (Peru'da sıklıkla karşılaşıldığı gibi) tara, zerdeçal, lahana, pancar, anchancaray gibi bitkilerden elde edilen doğal pigmentler tercih ediliyor. Bu teknikler genellikle vegandır. Ancak cochineal gibi böcekler de doğal renk üretiminde kullanılmaktadır. Geleneksel küçük işletmeler ve seri üretim yapan çevre dostu Latin Amerika moda markaları bu teknikleri korumaya ve kullanmaya devam ediyor. Bu sayede hem tüm canlıların sağlığını tehdit eden sentetik kimyasallar kullanılmıyor hem de gösterilen ekolojik duruş sayesinde çevre koruma bilinci artıyor.
Yerli halklar için tabiat ananın kirletilmemesi kritik önem taşıyor çünkü doğa ile uyum içinde yaşayan bu kadim insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için çevre kirliliğinin olmaması elzemdir. Ancak günümüz dinamiklerinde iklim krizi başta olmak üzere birçok çevresel felaketle baş etmek zorunda kalan yerli halklar, tekstil ve gıda başta olmak üzere birçok alanda yavaş ve etik değerlerle üretim yapmakta zorlanıyor. Bazı kültürel birikimler ve teknikler ise unutulmaya yüz tutmuş durumda. Dolayısıyla "temiz" bir doğa aynı zamanda "bereketli" bir doğa demektir.
Hızlı moda markalarının fiyatlarını "düşük" tutmalarının önemli bir yolunun da büyük miktarlarda "stok üretim" olduğu unutulmamalıdır. Bu stok üretim sonucunda genişleyen üretim ölçeği, usta bir terzi tarafından yapılan el yapımı bir sürecin aksine kalıplaşmış ve makineleşmiş bir süreci temsil etmekte ve yerel üretimin yok olmasına neden olmaktadır. Latin Amerika'da bu yerel üretimin yok olması, nüfusun büyük bir bölümünün işsiz kalması, geleneksel üretimin ve kültürün ölmesi anlamına geliyor. "Stok fazlası üretim" aynı zamanda dünyamızın doğal kaynaklarının maruz kaldığı "aşırı tüketime" de neden olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, tıpkı Latin Amerika'nın geleneksel ve yavaş üretim tekniklerinde yaşandığı gibi, daha minör, minimal ve gerçekten ihtiyacımız olana yönelmenin insanlığın devamı için elzem olduğu söylenebilir.
Özetle, bu Latin Amerikalı üreticiler sürdürülebilirlik ve yavaş moda değerlerine nasıl bağlı kalıyorlar?
Yerel ve yerli kalkınma kökenlerine "geri dönmek" ve geleneksel modanın kültürel unsurlarını kucaklamak.
Yerel üretim için gerekli bütçeleri sağlamak, geleneksel ve yavaş üretimi teşvik edecek programlar hazırlamak, sürdürülebilir uygulamaların sertifikasyon süreçlerini hızlandırmak ve standartlaştırmak, eğitim programları düzenlemek.
Yerel ve yerli ürünlerin uluslararası pazara açılmasını sağlamak amacıyla sürdürülebilir bir tedarik zinciri oluşturmak.
21. yüzyıl trendlerinin gerisinde kalmayarak sürdürülebilir tekstil kullanımı için teknoloji platformları geliştirmek (And Bölgesi’nin genç nüfusu bu noktada önemli bir potansiyel barındırıyor).
Sonuç olarak…
Etik ve sürdürülebilir şekilde üretilen kıyafetleri değerlendirirken "kapsayıcı" anlayışımızı genişletmek çok önemlidir. Sürdürülebilir moda, adil bir çalışma ortamını, güvenli iş yerlerini, yerel üreticileri ve zanaatkâr emeğini, organik ve doğal malzemeleri fiyatlandırmasına dâhil eder. Dolayısıyla sürdürülebilir moda, hızlı moda kapsamında üretim yapanların aksine, insanların onuruna, güvenliğine, emeklerinin karşılığını almalarına, kaliteli ve nitelikli üretime, bir kıyafetten elde edilebilecek maksimum kaliteye ve bu kıyafetin uzun süre kullanılabilmesine dikkat eder.
Kendimizi sürdürülebilir bir yaşam tarzına entegre etmeye karar verdiğimizde, öncelikle ürünlerimizin "gerçek" maliyetini anlamak hayati önem taşır. Fiyat etiketine ilk bakışta birçok kişinin kafasının karıştığını ve sürdürülebilir modanın değeri konusunda önyargılı bir yaklaşım sergilediğini söyleyebiliriz. Ne kadar sık yaparsak yapalım ya da ne kadar para harcarsak harcayalım, yeni bir kıyafet satın almanın bir gereklilikten ziyade bir ayrıcalık olduğu günümüzün ortak görüşüdür. Ancak unutulmamalıdır ki moda dünyasında bu ayrıcalığa sahip olmak önce kendinizi düşünmeyi gerektirir. Ve kuşkusuz içinde yaşadığımız tüketim çağı, ürünlere hızlı erişimi beraberinde getirdiği için büyük çevresel felaketlere de neden oluyor ve olmaya devam ediyor. İşte bu yüzden sürdürülebilir alternatifleri hayatımızın bir parçası haline getirmek her zamankinden daha önemlidir.
Latin Amerika ülkelerindeki geleneksel ve sürdürülebilir moda yaklaşımı, seri üretim olsa bile çevre dostu kalan markaları ve girişimleri etkiliyor. Bu da dünya çapındaki büyük markaların da Latin Amerika'ya özgü bu üretim modası uygulamalarını deneyimleyebileceği anlamına geliyor. Bu sayede su kaynakları kirlenmeyecek, her canlının sağlığı tehlikeye girmeyecek, yerel üretim teşvik edilerek istihdam yaratılacak, kırılgan konumdaki kültürler asimilasyona uğramayacak ve emeğin değeri bilinecektir. Latin Amerika'daki sürdürülebilir ve yavaş moda tekniklerinden bir tanesi bile küresel olarak hemen her ülke tarafından uygulansa çok daha iyi bir gelecek bizi bekliyor olacak.
Ve son olarak, çok geç olmadan unutmayalım ki: